İş Güvenliğinde Elini Taşın Altına Koy

        İş güvenliği ile ilgili verdiğim eğitimlerin en başında anlattığım konu;İş güvenliğinden kimler sorumlu olduğu. "İşveren,  çalışanlar ve devlet". Bu üç unsur elini taşın altına sokmadığı sürece hiç bir şekilde gerçek anlamda iş güvenliğinden bahsedemeyiz.





   
Taşın altında neler var:
1-İşveren:
-Her türlü kişisel koruyucu donanım (KKD)  almalı ve çalışana vermeli,düzenli aralıklarla yenilemeli.
-Mevzuatta yer alan tüm periyodik kontrolleri yapmalı, kontrol sonuçlarında varsa eksiklerin giderilmesini sağlamalı.
-İş yerinin fiziki koşullarının  uygunluğunu sağlamalı.
-Düzenli aralıklarla haberli/habersiz  tatbikatlar yapmalı.
-İşyeri risklerini tespit etmeli ve alınması gereken önlemleri almalı.
-İş güvenliği kurulu oluşturmalı ve düzenli olarak toplanmasını sağlamalı.
-Makinelerin bakımının düzenli aralıklarla yapılmasını sağlamalı.
-Yöneticilerle birlikte düzenli aralıklarla saha teftişleri yapmalı
-İş güvenliğine çalışanların katılımını teşvik edici faaliyetler yapmalı
-Çalışanlarının görev tanımları dışında başka işlerde çalıştırmamalı
-Mevzuatta yer alan çalışma sürelerine uygun çalıştırma yapmalı
-Sertifika gerektiren işlerde sertifikasız personel çalıştırmamalı
-İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin yaptığı raporlamaları incelemeli, yapılması gerekenleri yapmalı
-İş güvenliği uzmanına ve işyeri hekimine gerekli çalışma ortamı sağlamalı




2-Çalışanlar:
-Verilmiş olan kişisel koruyucuları eksiksiz kullanmalı, uygun yerlerde muhafaza etmeli.
-Koyulmuş olan iş güvenliği kurallarına riayet etmeli
-Yetkisi olmayan işi  anlıyor olsa bile yapmaya kalkışmamalı.
-Makine çalışırken makineye müdahale etmemeli
-Makine kullanma prosedürü ve talimatına uygun çalışma yapılmalı
-İş güvenliği eğitimlerine katılmalı.
-Sahada tespit edilen riskler amire, iş güvenliği uzmanına, işyeri hekimine, çalışan temsilcisine bildirmeli.
-Makine koruyucularını yerlerinden sökmemeli
-Uyarı-ikaz işaretlerine uygun hareket edilmeli
-Çalışma alında şakalaşmamalı, tehlikeli davranışlara girmemeli



3-Devlet:
-Ülke gerçekleri göz önüne alınarak mevzuat yapılmalı, sıklıkla duyduğumuz yurt dışından kopyala yapıştır yasalar ithal edilmemeli.
-Çalışanlara, işverenlere, iş güvenliği uzmanlarına, işyeri hekimlerine eğitimler vererek, tarafların eğitilmesi sağlanmalı.Bu eğitimlere sınırlı kontenjanlar yerine geniş kapsamlı eğitimler olarak düzenlenmeli. Gerekirse belli illerde bu eğitimlerin verildiği birimler açılmalı.
-Habersiz teftişler yaparak üzerine düşeni yerine getirmeyen işyerlerine gerekli cezai işlemler uygulanmalı
-Mevzuat güncellemeleri sadece medyaya düşen toplumsal olaylardan sonra revize edilmemeli, en ufak olaylar en ince detayına kadar incelenerek mevzuat güncellemeleri yapılmalı.
-Mevzuat yapılırken sosyal çevrelerin, uygulama profesyonellerin önerileri dikkate alınmalı
-İş güvenliğine uygun olan işyerlerine çeşitli teşvik ödülleri verilmeli.

       Üzerine düşeni yerine getirmeyen taraf, iş güvenliğinin topallamasına neden olacaktır. Örneğin işveren üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş iken; çalışanlar sadece yönetici dolaştığı zaman KKD kullanıyorsa, yanıcı malzemelerin yanında ateşli bir çalışma yapıyorsa, yüksekte çalışırken emniyet kemeri üzerinde ama bir yere takmamışsa, makine çalışırken makineye müdahale ediyorsa, makine üzerinde var olan makine koruyucularını çıkarıyorsa vb. gerçek anlamda bir iş güvenliğinden bahsetmiş olamayız.



       Bunun tersini düşünelim;işveren üzerine düşen hiç bir sorumluluğu yerine getirmiyorsa, çalışan ne kadar önlem almak istese veya almış olsa da her zaman ciddi anlamda risk altında olacaktır ve kazaya maruz kalma riski her zaman var olacaktır.

       Eğer devlette özellikle denetleme görevini yerine getirmemiş, uygun mevzuat yayınlamamış ve tarafları eğitmemiş  ise bu sefer işveren boşuna masraf yapıyorum, hiç önlem almayan ile ben aynı tutuluyoruz, der ve iş güvenliği anlamında gevşemeler başlar. Genel anlamda iş güvenliği için bir bütçe gerektiği için özellikle işverenin sıkışık olduğu zamanlarda bu tür kaçış yollarına sapmasına neden olacaktır. Devlet bunun yerine sorumluluğu yerine getirmeyene gerekli cezai işlemi yapmış ise işveren de kaçış yolu arama yoluna girmeyecektir.



       Buradaki en önemli kriter sorumluluğu olan 3 tarafın birbirinin açığını aramaya kalkmaması. Herkes kendi sorumluluğunu bilmeli ve ona göre hareket etmeli.Taraflar "O bana yeni bir emniyet ayakkabısı vermiyorsa bende baret giymeyeceğim yada bütün kişisel koruyucuları veriyoruz ama kullanmıyorlar"  gibi  basit kaçış yolları arayışına girmemeli.

 
      Unutmayalım
 İş güvenliği bir insan hakkı olduğu kadar,yerel ve ulusal anlamda şirket prestiji, ulusal anlamda  da ülke prestijidir. "Adem DOĞAN"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yıllık Değerlendirme Raporu Hazırlanması

İş Güvenliği Uzmanı ve Saha Gözlem Raporları

Ramak Kala ve Önemi